SIFIRDAN ZİRVEYE;
Hayat hikâyesi çarpıcı. Kendi sözleriyle "Etin profesörü" Cüneyt Asan'a kulak verelim: "Bugüne kadar elde ettiğim başarının temellerinin Anadolu'nun genlerinde saklı olduğunu düşünüyorum. Bu topraklar birçok medeniyetin mirasını taşıyor. Bizler de farkında olmadan, bir şekilde o mirastan payımızı alıyoruz.
Benim köklerim de Doğu Anadolu'da yeşermiş. Ailem dağların, platoların sıralandığı Erzincan'ın zorlu doğa koşullarını; kışını, yazını yaşamış. İnsanlar, toprağın epey cimri davrandığı bu coğrafyada sırtlarını hayvanlara dayamışlar. Dağlarda, taşlarda sürmüşler. Peşi sıra yaylaların sıralandığı Erzincan topraklarında, hayvanların sadece etinden değil, tarihten gelen tecrübenin de etkisiyle her şeyinden faydalanmayı öğrenmişler. Nasıl beslemeleri gerektiğini de… Ailemin, kuşaklar boyu elde ettiği deneyimlerin yolculuğu Erzincan'da başlıyor, İstanbul'da devam ediyor.
Cüneyt Asan Resmi Web Sitesine Git
"Et giren eve (yere) dert girmez," demiş atalarımız. Bu coğrafyanın insanı için et önemlidir, et kıymetlidir. Göçebe toplumdan yerleşik düzene geçmemizle birlikte etin değeri azalmak yerine artmıştır hatta. Alım gücünün yükselmesiyle daha çeşitli seçeneklere, daha iyi ürünlere kavuştuğumuz da bir gerçek ama son dönemde yanlış tarım ve hayvancılık politikaları yüzünden kaliteli ete ulaşmanın zorlaştığı da... Bu, tabii araştırılıp irdelenmesi gereken çok kapsamlı bir konu, bunun yeri burası da değil maalesef. Tarihten günümüze kısa bir yolculuğa çıkabiliriz ama...
Cüneyt Asan nam-ı diğer "ETİN PROFESÖRÜ" bu ülkede eti en iyi bilenlerin bir numarası. Şimdi de çok önemli bir çalışmaya imza atarak "Et'in kitabı"nı kaleme aldı.
- Zeynep KakinçBu hafta velud bir zaman oldu. Hangi açıdan verimkâr? Kitaplar açısından... Baştan bir itirafta bulunayım. İkinci kitap Et’in Kitabı’nın ağırlığı yazarının hiper kişiliği ile tarif olunmalı: Cüneyt Asan. Kendisi çok meşhur hatta ‘et profesörü’ diye bilinir. Ben Asan’ı tanıyalı 20 yıl oluyor. O zamanlar iki yakın dostum beni Bostancı Vapur İskelesi arkasındaki yere götürdü. Üst kat lokanta, alt kat kasap idi. İstanbul’un daha masum olduğu yıllardı. Kitabın takdimi esnasında Cüneyt Asan’ın istikrarlı yükselişini anlattım. Elbette Cüneyt cevap verdi, “Tamam, denge ve istikrarla yükselmiş olabilirim, ama değiştim de... Değişmeyen tek şey değişimdir” dedi. Pes vallahi!
- Ali Esad Göksel"Et'in kitabını yazan" söz tesbih olmaktan çıktı. ne mutlu ki senin gibi bir dosta sahibim; etle ilgili çoğu bilgimi seninle pekiştirdim. Bu birikimini kendine saklamayıp kitapla paylaşma fikrin sektöre büyük kaynak olacak.
- Orkun Bulut...
- Adnan Şahin...
- Murat Güloğlu...
- Deniz Şahin...
- Ali Amadi...
- Hazer Amani...
- Ayhan Sicimoğlu...
- Vedat Milor...
- Mehmet YasinMesleği kasap... Kendini böyle tanımlıyor, sonra işletmeci, işadamı, yaratıcı, eğitimci... Verdiği sözü tutmayı her zaman önemsedi, önemsiyor. Bu mesleğe adım attığı günden itibaren sektörde hep yenilik ve farklılıkları takip etti, ediyor. Eğitime büyük önem verdi, veriyor. Kendi etini kendisi için üreten ilk markayı; uzun yıllardır en iyi restoran seçmelerinde her zaman ilk sıralarda yer alan Günaydın'ı yarattı.